Haberler


Piyasalarda kazanan yüzde 1’lik dilime girebilmek için gerekli 9 alışkanlık

Yüksek performans ve benzersiz başarı için, herhangi bir meslek dalında olduğu gibi yatırımda da zirvedeki yüzde 1'lik kesimin alışkanlıkları ve uygulamaları mükemmelliğin standardını belirler.

 

Yatırım serüveni oldukça zor ancak yüksek kazanç potansiyeli sunan bir uğraştır. Ancak üst düzey rekabetin yaşandığı finans piyasalarında kazanan olmak için belli başlı alışkanlıklara sahip olmak gerekir.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, herhangi bir meslek, spor veya iş dalında olduğu gibi yatırımda da en üstteki yüzde 1'lik kesimin alışkanlıkları ve pratikleri, mükemmelliğin standardını belirler. Elbette sadece birkaç kişi bu potansiyele ulaşır ancak bu yine de imkansız değildir. Bu temel alışkanlıkları anlamak ve taklit etmek, ortalama ile olağanüstü arasındaki farkı kapatmanıza yardımcı olabilir.

9 alışkanlık

ABD’li yatırımcı Steve Burns’ün New Trader U’da yer alan makalesi,  en başarılı bireyleri rakiplerinin geri kalanından ayıran temel rutinleri ve zihniyetleri ele alıyor ve kişisel ve mesleki yaşamlarını yükseltmeyi arzulayanlar için içgörüler ve stratejiler sunuyor. Burns, herhangi bir alanda en iyiler arasında olmakla eşanlamlı olan 9 dönüştürücü alışkanlığı açığa çıkarmaya çalışıyor.

İşte Burns’ün yatırımda kazanan yüzde 1’lik dilimde yer almanız için gerekli gördüğü 9 alışkanlık

Spesifik ve zorlu hedefler belirlemek

Dikkate değer başarıların temeli genellikle belirlenen hedeflerde yatar. Edwin A. Locke'un hedef belirleme teorisi, spesifik ve zorlayıcı hedefler belirlemeyi vurgular. Spesifik, zorlayıcı hedefler belirleyen bireylerin, genel, kolay hedefler belirleyenlerden daha iyi performans gösterdiği kabul edilir. Locke, hedef belirlemenin 5 temel ilkesi olduğunu söyler: Açıklık, meydan okuma, bağlılık, geri bildirim ve görev karmaşıklığı.

Bu hedefler, güçlü motivasyon unsurları olarak hareket ederek kişiye net bir yön ve amaç duygusu sağlar. Bunlar yalnızca hedef değildir; aynı zamanda sizi konfor alanınızın dışına iterek mevcut yeteneklerinizin ötesine geçmenizi sağlar. En başarılı bireyler, bu iddialı hedefleri belirleme ve bu hedeflerin peşinden gitme, yüksek arzularını somut gerçeklere dönüştürme sanatında ustalaşmıştır.

Yaşam boyu öğrenme ve merak

Anders Ericsson, ‘Zirve: Yeni Uzmanlık Biliminin Sırları’ (Peak: Secrets from the New Science of Expertise) kitabında sürekli öğrenmenin ve meraklı kalmanın öneminden bahseder. Bu alışkanlık, bilgiye karşı doyumsuz bir susuzluğun ve sürekli bir gelişme arayışının sürdürülmesiyle ilgilidir.

Yaşam boyu öğrenenler her zaman yeni beceriler, içgörüler ve deneyimler arar. Her durumu yeni bir şeyler öğrenmek için bir fırsat olarak görürler ve bu zihniyet onları oyunda en ön saflarda tutar. En üstteki yüzde 1’lik dilim, soru sormaktan, keşfetmekten ve ufuklarını genişletmekten asla vazgeçmez.

Zaman yönetiminde ustalaşmak

Zaman yönetimi, üretkenliğin ve verimliliğin zirveye ulaşması için kritik bir beceridir. ‘Eisenhower Matrisi’ gibi teknikler, aciliyet ve önem temelinde görevlerin önceliklendirilmesine yardımcı olur. Bu alışkanlık zamanın değerini anlamak ve onu akıllıca kullanmakla ilgilidir.

Başarılı bireyler, neyin gerekli olduğu ile neyin bekleyebileceği arasında nasıl ayrım yapacaklarını bilir. Çabalarını, en önemli getiriyi sağlayan faaliyetlere odaklarlar ve bu stratejik zaman tahsisi onları diğerlerinden ayırır.

Güçlü bir profesyonel ağ oluşturmak

Malcolm Gladwell ‘Kıvılcım Anı’ (The Tipping Point) isimli kitabında, bağlayıcıların, yani geniş bir sosyal çevreye sahip olan ve bu ağ aracılığıyla önemli etkiler yaratabilen kişilerin gücünü vurgular. Güçlü bir profesyonel ağ oluşturmak ve sürdürmek, en üstteki yüzde 1'in stratejik alışkanlığıdır.

Bu bireyler başarının sadece ne bildiğinizle ilgili olmadığını, aynı zamanda kimi tanıdığınızla da ilgili olduğunu anlar ve bu bağlantıların yeni fırsatlara, içgörülere ve işbirliklerine kapı açabileceğinin bilincinde olarak ilişkileri geliştirmeye zaman ayırırlar.

Finansal okuryazarlık ve akıllı karar verme

Robert Kiyosaki'nin öğretilerinin vurguladığı gibi, finansal okuryazarlık başarı için kritik öneme sahiptir. Bu, mali durumunuzu anlamak ve etkili bir şekilde yönetmekle ilgilidir. En tepedeki yüzde 1'lik kesim, bilinçli finansal kararlar alma konusunda ustadır ve bu da onların servetlerini büyütmelerine ve korumalarına yardımcı olur.

Yatırım ilkelerini, varlıkların pasifler üzerindeki değerini ve bileşik getirinin gücünü anlarlar. Bu finansal içgörüler, onların uzun vadeli hedefleri ve risk toleranslarıyla uyumlu seçimler yapmalarını sağlar.

Riski ve etkin risk yönetimini benimsemek

Hesaplanmış riskleri alma isteği ve bunları etkili bir şekilde yönetme becerisi, genellikle en üst yüzde 1’lik kesimde bulunan bir özelliktir. Bu alışkanlık, yüksek ödüllerin genellikle yüksek risklerle birlikte geldiğini anlamakla ilgilidir.

Ancak mesele pervasızca risk almak değil, potansiyel faydaları risklere karşı tartmaktır. Başarılı bireyler durumları dikkatlice değerlendirir, acil durum planları hazırlar ve potansiyel getirisi risk almaya değdiğinde konfor alanlarından çıkmaktan korkmazlar.

Zorluklar karşısında dayanıklılık ve uyum sağlayabilme

Angela Duckworth'un ‘Azim' (Grit) kavramı, dayanıklılık ve uyum sağlama yeteneğinin önemini vurgular. Başarıya giden yol nadiren pürüzsüzdür ve aksiliklerden sonra toparlanma yeteneği çok önemlidir. En tepedeki yüzde 1'lik kesim, başarısızlıkları ‘yeni öğrenme fırsatları’ olarak görenlerdir.

Değişen koşullara uyum sağlarlar ve engellerden caymazlar. Bu dayanıklılık ve esneklik, onların zorlukların üstesinden gelmelerine ve daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmalarına olanak tanır.

Disiplin ve tutarlılık: Uzun vadeli başarının anahtarları

Charles Duhigg, ‘Alışkanlıkların Gücü’ (The Power of Habit) kitabında, disiplin ve tutarlılığın öneminin altını çizer. Başarı, ara sıra yapılan çabaların sonucu değil, zaman içinde tutarlı eylemlerin sonucudur.

En başarılı bireyler, günlük rutinlerinde, alışkanlıklarında ve çabalarında disiplini koruyanlardır. Tutarlılığın becerileri geliştirmek, ivme kazanmak ve uzun vadeli hedeflere ulaşmak için kritik öneme sahip olduğunun farkındadırlar.

En yüksek performans için sağlık ve mutluluğa öncelik vermek

Son olarak, en üstteki yüzde 1’lik kesim, fiziksel ve zihinsel sağlıklarının performansları ve karar verme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu bilir. Sürdürülebilir başarı için sağlıklı bir beden ve zihnin gerekli olduğunu bilerek kendi refahlarına öncelik verirler.

Bu alışkanlık, düzenli egzersiz, dengeli beslenme, yeterli dinlenme ve farkındalık uygulamaları sağlar. Sağlıklarına dikkat ederek her zaman en verimli şekilde çalışmayı başarırlar.